“Stoacı Bir Perspektiften: İntihar ve İnsan Hakları Üzerine Bir Düşünce”
Hayat, Stoacı bir filozof için bir tiyatro sahnesi gibidir. Herkesin bir rolü vardır ve bu rolü en iyi şekilde oynamak, Stoacı erdemin temelidir. Ancak, sahne tozunu yutmak istemediğiniz bir noktaya gelirseniz, Stoacılar der ki: “Perdeyi kapatmak da bir seçenektir.” Şimdi, bu kulağa biraz dramatik gelebilir, ama Stoacıların bu konuda oldukça ciddi bir argümanı var.
Stoacılar için özgürlük, insanın en değerli erdemlerinden biridir. Özgürlük, sadece dış koşullardan bağımsız olmak değil, aynı zamanda kendi yaşamımız üzerinde tam bir kontrol sahibi olmaktır. Eğer yaşam, dayanılmaz bir yük haline gelirse, Stoacı bir filozof, bu yükü bırakmanın bir hak olduğunu savunabilir. “Hayat bir hediyedir,” derler, “ama bazen hediyeyi iade etmek de bir seçenektir.”
Stoacı felsefenin temel taşlarından biri, doğaya uygun yaşamaktır. Eğer bir birey, yaşamının artık doğasına uygun olmadığını hissediyorsa, Stoacılar bu durumu sorgulamanın meşru olduğunu düşünür. Ancak burada önemli bir not: Bu karar, duygusal bir anın etkisiyle değil, derin bir düşünce ve mantık süreciyle alınmalıdır. Çünkü Stoacılar, duyguların değil, aklın rehberliğinde bir yaşamı savunur.
Şimdi, biraz da işin esprili tarafına bakalım. Stoacı bir filozof, “Hayat bir tiyatroysa, bazen sahneden çıkmak da bir sanattır,” diyebilir. Ama unutmayın, bu sahneden çıkış, bir kaçış değil, bir seçenektir. Ve bu seçeneği kullanmadan önce, sahnede hala oynayacak bir rolünüz olup olmadığını iyice düşünmelisiniz.
Stoacı bir bakış açısıyla, intihar bir hak olarak görülebilir, ancak bu hak, hafife alınacak bir şey değildir. Bu, bireyin kendi yaşamı üzerindeki nihai kontrolünü ifade eder. Ancak, bu kararı verirken, Stoacıların altını çizdiği gibi, akıl ve mantık rehberiniz olmalıdır.
Yanıt yok